BU BİZİM HİKÂYEMİZ

         Bir varmış, bir yokmuş diye başlar hikâyeler. Ama bizim hikâyemiz öyle başlamamış. Zaman zaman içinde değilmiş. O zaman sadece ann varmış. Ne pire varmış ne tellal. Konuşma yeteneğimizden bile haberimiz yokmuş.  “Elestü bi Rabbiküm” nidası yankılanmış, ruhlar aleminde. Ve her bir can inci tanesi gibi saçılıvermiş yere. İşte böyle başlamış bizim hikayemiz.

         Ve ilk şaşkınlık, ilk heyecan, ilk aşk yaşanmış  bu hikayede. Ve ilk kullandığımız duyu olmuş kulağımız. Daha o günden dinlemek edep olmuş, haya olmuş, anlayış olmuş, sukut denmiş özüne. Söz gümüşse sukut altın olmuş. Okumaya devam et “BU BİZİM HİKÂYEMİZ”