ELEST FARKINDALIĞI: İLK DUYUŞ VE DİRİLİŞ

 “Sufilik; duymak ve olmaktır” der büyüklerimiz. Fakat duymayı dışladık, olmayı erteledik, görmeye odaklandık. Sonuçta işitselliğimizi öldürdük. Hocalarımız “kelimelerin manalarına inin, sadece duyup geçmeyin” derdi. Manayı göz ardı ettik, mana incisini gönül okyanusundan çıkarmak zor geldi, kolay olanı seçtik, sadece duyduk ve geçtik. Mevlana’mız “kulağınız, gözünüz olsun” derken, bizimse duyduklarımız ten kulağından geçip, can kulağına inemiyor. Görsellik her şeyin önüne geçti, takılıp kaldık renk cümbüşüne. İnsanlığa artık her şey renkli ve görüntülü sunuluyor. Ve insan duygularına inmekten, düşünmekten ve düşündüklerini hayal etmekten uzaklaştırılıyor. Uzaklaştıkça da zihnimizi ve gönlümüzü, sunulan bu görüntüler kaplıyor. Bu renkli dünyanın içinde kaybolup gidiyoruz. Bu görüntü okyanusu, bir girdap misali bizi sürekli içine doğru çekerken, aslımızdan biraz daha uzaklaşıyoruz. Okumaya devam et “ELEST FARKINDALIĞI: İLK DUYUŞ VE DİRİLİŞ”