Öğrenmeye odaklanan beyinler asla boş durmaktan hoşlanmazlar. Bir başka ifadeyle insan zihni boş durmayı sevmez. Kişi tatmin edici bir meşguliyet bulamadığı zaman, zihni negatif yönde çalışmaya başlar. Daha çok geçmişi irdeler, yaşadığı negatif olaylara takılır ve agresif bir kişiliğe bürünür.
Yıl boyunca yoğun bir program takip eden çocuklarımızın tatille beraber zihinleri boşalır. Yaz dönemine uygun aktiviteler ve faaliyetlerle zihinleri meşgul olmazsa, aynı şey çocuklarımız için de geçerlidir. Ya negatif olaylara takılı kalırlar veya bunların yerini televizyon dizileri, bilgisayar oyunları, internet alır.
Peki, çocuklarımızın zihnini verimli bir şekilde meşgul edebilmek için tatilde ne yapabiliriz. Elbette, en güzeli ve doğal olanı amaca dönük tatil yapmak. Bu, çocuklarımızın çağa uyum sağlayan çok yönlü şahsiyetler olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır. Çünkü çocuklarının yetişmesinde herkesten önce sorumluluk anne ve babanındır.
Sevgili dostlar, önemli olan çocuğu büyütmek değil yetiştirmektir. Ailede en önemli mesele çocuk yetiştirmek olmalı ve ciddiye alınmalıdır. Bunun için, ev ortamını en verimli hale getirmeli, çocuklarımızın ruh ve zihin dünyalarını doyuran doğal bir okul haline dönüştürmeliyiz. Çünkü zihnimiz genellikle, sonunda sınavlara ve belli ölçülere tabi tutulan eğitimi benimsemekte zorlanır veya sınav sonunda onu yok sayar. Bu sebepten çocuk için en iyi eğitim, doğal ortamında ve küçük yaşta verilen eğitimdir.
Tatilde çocuğumuzun eğitimine nasıl katkıda bulunabiliriz.
Tarihi geziler yapabiliriz. Belli aralıklarla yapılan tarihi ziyaretler. Ziyaret öncesi değişik kaynaklardan yapılan araştırmalar, çocuklarımızda kalıcı bilgiye dönüşmenin yanı sıra, bu konuda ilgi ve meraklarını arttırarak, onlarda tarih bilincinin oluşmasına katkı sağlar.
Doğa yürüyüşleri yapabiliriz. Yürüyüş yapılacak yer hakkında önceden çocuklarımızın bilgi edinmesi sağlanıp, yürüyüş esnasında değişik bitki türlerine ve canlılara dikkatleri çekilebilir.
Müze ziyaretleri yapabiliriz. Çocuklara önceden bilgi toplatılıp, mümkünse ziyaretlerin geniş zaman diliminde rehberler eşliğinde yapılması uygun olur.
Kütüphane ve değişik kitapçıları gezebiliriz. Çocuklara belli bütçe ayırarak kendi ilgi alanlarına göre kitap almalarına teşvik edebiliriz.
İletişim becerilerini geliştirmek açısında değişik sosyal gruplarla buluşabiliriz. Birlikte kütüphane, kitapçı, dernek, kültür ve gençlik merkezleri gibi yerlerdeki şiir gecelerine, edebiyat sohbetlerine, kitap okuma tartışmalarına katılabilir veya bunu tanıdık aile ortamlarında uygulayabiliriz. Böyle bir imkan yoksa, kendi sosyal grubunu oluşturmasızına destek verebilir, çocuklarımızın arkadaşlarıyla yapacakları etkinliklere rehberlik edip yönlendirebiliriz.
Çocuklarımızla birlikte mümkünse farklı bir sanat dalı veya sporla ilgilenebilir veya ilgilendiği bir dalı geliştirmesini destekleyebiliriz.
Bütün bu deneyimleri zaman zaman çocuklarımıza tekrar hatırlatmalı; kendi görüş, düşünce ve gözlemlerini yazıya aktarmalarını ve sözlü olarak dile getirmelerini teşvik etmeliyiz. Çocuklarımızın bilgi sahibi olmaları ne kadar önemli ise, bu bilgiyi aktarabilmeleri için yazılı ve sözlü dile hâkim olmaları da o kadar önemlidir. Bunun için şiir, hikaye ve hatıra türü yazı çalışmaları da tatilde yapılacak en iyi faaliyetlerdendir.
Bunlar ilk akla gelen faaliyetler. Her aile kendi şartlarına, içinde bulunduğu kültüre ve çocuğunun ilgi alanlarına göre başka çalışma ve aktiviteler geliştirebilir.
Misafirlerimizin büyük kızı, üniversite sınavına girip iyi bir bölüm kazandığı halde bize matematik testleriyle gelmişti. Bunun nedenini sorduğumda; zihnini meşgul etmeden duramadığını, bununda en iyi yolunun soru çözmek olduğunu söylemişti. Aslında o tatili çoktan hak etmişti. Ama zihnini meşgul edecek daha etkili bir yöntem bulamadığı için soru çözmeye devam etmeyi seçmişti. Ancak, bunun farkında bile değildi. Kısa bir çalışma ile onun yerine koyabileceği bir liste oluşturduk. Bu listeden en çok yapmak istediklerini seçti.
Matematiğin felsefesi ve tarihi üzerine yazılan kitapları okumak.
Ev işlerinde daha çok sorumluluk almak.
Kazandığı bölümle ilgili her gün en az iki saat değişik ortamlarda gözlem ve araştırma yaparak not tutmak. Böylece okula başlamadan önce bilgi edinip veri tabanı oluşturmak.
Zihnimiz belki tek bir yönde çalışmaya alışmıştır. Fakat ona farklı bir hedef gösterdiğinizde de aynı sistemle çalışır, üstelik algıda seçiciliği arttığı gibi daha verimli ve üretken olur. Oysa sadece ders çalışmak gibi, tek boyutlu çalışmaya alışmış zihin uzun süre bir konuya odaklanamaz. Dolayısıyla kişinin dikkati dağılır ve beyninin yorulduğunu zanneder. Oysa beyin asla yorulmaz. Sadece aynı derse ya da hemen sonuç alamayacağı bir konuya uzun süre odaklanamaz, bu da insanı sıkar. Çünkü beyin el, kol gibi kas gücü ile değil, elektrokimyasal güçle çalışır. Buda onu yorulmaz bir sistem yapar.
Sevgili dostlar bu çalışmadan amaç, öğrenmenin ve eğitimin tatilinin olmadığını, kalıcı eğitimin çocuğun doğal ortamında verilen eğitim olduğunu hatırlamak ve çocuklarımızı sosyal beceri ile donatırken, başarının anahtarı olan zihinlerini her ortam ve zamanda verimli kullanma becerisini kazandırmaktır. Yapılan araştırmalarda IQ’su (zekâ katsayısı) yüksek olan çocukların, gelişimlerinin ebeveynlerince bilinçli bir şekilde desteklenmiş olduğu gözlemlenmiştir.
Eğitim açısından bakıldığında, okul ve aile ortamları bir kuşun kanatları gibidir. Bu iki ortam birbirini desteklediği takdirde, çocuklar çok yönlü ve şahsiyetli bireyler olarak yetişir. Aksi takdirde Mevlana’nın ifadesiyle “İyilerin tembelliği, kötülerin hâkimiyetini hazırlar.”
Hatice Sedef ERGÜL
tatile bir hafta kala bu yazınızı okumak benim ve çocuklarım için oldukca faydalı olacak kanaatindeyim emekleriniz için çok teşekkür ederim
tatil öncesi faydalanabilecegimiz bir yazı olmuş, çok teşekkürler.allah razı olsun.
l
llah razı olsun.