Çatlamış toprağın suya hasreti gibidir: abdest. Abdest azalarımız hasret ona. Çölde bir kuşun suya özlemi gibi, vücut ikliminde abdeste özlem duyar başımız, kollarımız, ayaklarımız. Yarın kıyamette abdest azalarından tanınası insanı, mahrum bırakmak istemez o nurdan ve kurtuluştan. Kendi de, o gün görevini en iyi yapabilmek için, hasreti feryada dönüşür her geçen gün. Ne mutlu bu hasreti hissedip, suya koşarak, bu feryadı dindirenlere.
Efendimiz (Erihna Ya Bilal ) bizi ferahlat, Ya Bilal dediğinde; Bilal ezan okumaya davranırken… Ferahlığın ve arınmanın ilk habercisidir abdest.
Namaza insanı hazırlayan bedeni bir uyanıştır. O’na yönelirken temsili bir temizlik. Yola koyulurken alınacak ilk azık. Yağmurdan önce esen serin yayla rüzgârları, rahmet yağmurlarından sonra kokan toprak kokusu. Çıplak abdest azalarıyla buluştu mu su, insanı aslına döndürür. Tıpkı toprakla buluşması gibi. Gül bahçesine girmek için atılan ilk adımdır. Gül kokusuyla birlikte tüm baharları sunar ona ve insanın en verimli çağı başlar. Yüzünden nurlar saçılırken, gönlünde sonsuza rahmet kapıları açılır.
Çocukça ilk farkındalığımdı abdest. Arkadaşlarla yapılan en çok abdest alma yarışları. Abdest almak için gidilen değişik yayla pınarları. Abdestim; ahirette nurum, dünyada sürurum. Adını koyamadığım tadım, tadına doyamadığım sükûnum.
Emniyetin ve güvenin kalmadığı bir dünyada, anne karnı emanı sunar bize abdest. Her bir abdest duası, bambaşka manevi iklimlerden gelen nur damlaları gibi tertemiz yapar ruhumuzu. Ve her vakit kapıdan yolladığım her cana çağın modern kelepçesi telefonunu aldın mı? Yerine
-Yanına abdestini aldın mı? Hatırlatması gönlüme esenlik verirken günüme huzur katar.
Zaman zaman gençlerde bu farkındalığı oluşturmak için muzipçe sorarım:
-Yanında abdesti olan var mı?
Bazıları güler, bazıları anlamsız anlamsız yüzüme bakar, bazıları da hocam espri anlayışınız ne kadar geniş diyerek bana takılır.
-Gençler her şey parayla alınmıyor, bazı şeylerin alınması için abdestin olması gerek diyorum. Bu sefer hepsinde bir şaşkınlık çıt çıkmaz gruptan. Gözlerinden okurum meraklarını, abdestle alınan şey nedir? diye.
Mesela namazla buluşmak için abdest gerek. Ama her şeyden önce yaptığımız bütün işlerden, güzel sonuç almak için abdest gerek. Sonra bu konuda hep birlikte bir beyin fırtınası yaparız. Gençlerimizin hayal dünyası ne kadar da geniş, hemen abdestle yaptıkları işler arasında bağ kuruverirler.
Onların seviyesine inerek, onların kullandığı dili kullanarak, onların birbirleriyle kurdukları gibi iletişim kurarak, onlarla her konuda konuşabilir, sorunlarına çözüm üretebiliriz. Ayrıca istediğimiz mesajları verebilir, değişik konularda farkındalık oluşturabiliriz.
Bu çalışmayı takip eden günlerde, gençlerden espriyle karışık geribildirimler almak hoşuma gider. Bu, onların hayatında artık abdestin de olduğunu gösterir. Hatta Selim’in bu konudaki şakası hala kulaklarımda çınlar: “ Hocam yanımda artık abdestim var, ama sadece bana yetecek kadar…”
Hatice Sedef ERGÜL