“Sufilik; duymak ve olmaktır” der büyüklerimiz. Fakat duymayı dışladık, olmayı erteledik, görmeye odaklandık. Sonuçta işitselliğimizi öldürdük. Hocalarımız “kelimelerin manalarına inin, sadece duyup geçmeyin” derdi. Manayı göz ardı ettik, mana incisini gönül okyanusundan çıkarmak zor geldi, kolay olanı seçtik, sadece duyduk ve geçtik. Mevlana’mız “kulağınız, gözünüz olsun” derken, bizimse duyduklarımız ten kulağından geçip, can kulağına inemiyor. Görsellik her şeyin önüne geçti, takılıp kaldık renk cümbüşüne. İnsanlığa artık her şey renkli ve görüntülü sunuluyor. Ve insan duygularına inmekten, düşünmekten ve düşündüklerini hayal etmekten uzaklaştırılıyor. Uzaklaştıkça da zihnimizi ve gönlümüzü, sunulan bu görüntüler kaplıyor. Bu renkli dünyanın içinde kaybolup gidiyoruz. Bu görüntü okyanusu, bir girdap misali bizi sürekli içine doğru çekerken, aslımızdan biraz daha uzaklaşıyoruz. Okumaya devam et “ELEST FARKINDALIĞI: İLK DUYUŞ VE DİRİLİŞ”
MEVLANA İLE 365 GÜN AJANDA KİTAP
RÖPORTAJ: BİR BÜTÜNCÜL GELİŞİM KLAVUZU OLARAK HAZRETİ MEVLANA
Soru: Siz Kişisel gelişim ve Mevlana Hazretlerini nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu alanda Mevlana’dan günümüzde yararlanıldığına, kişisel gelişim alanında sıkça başvurulduğuna şahit oluyoruz. Sizin bu konudaki tespit ve görüşleriniz nelerdir?
Hatice Sedef Ergül: İnsanlık tarihi kadar eski olan kendini tanıma ve bulma arayışı, günümüzde özellikle kişisel gelişim adı altında popüler olmuştur. Bu terim ilk olarak 1960’larda Batı’da ortaya atılmıştır. Günümüzde, birçok bilimin ve geleneksel kültürlerin değerlerinden yararlanan bir akımdır. Hedef belirleme, duyguların kontrolü, olumlu düşünme ve davranma, etkili iletişim, beyin gücünü etkili kullanma, sağlıklı yaşam teknikleri, hızlı okuma ve hafıza eğitimi gibi yöntemlerle daha başarılı, dengeli ve mutlu bir yaşam ideali bu akımın temel ilgi alanıdır. Bu üst kavram içinde, Batı’da geliştirilmiş ve ülkemize de yoğun olarak ithal edilen NLP, EFT, Reiki, Meditasyon, Yoga, renk terapisi gibi çok değişik ekoller mevcuttur. Kişisel gelişim yaklaşımlarının çoğu, Batı kültürünün etkisiyle akıl ve bedeni hedeflemekte, ruh ve gönülü yok saymaktadır. Dolayısıyla sınırlı ve dönemsel olarak faydaları gözlense de, kısmi ve eksik bir yaklaşımı temsil etmektedir. Zira insana sadece doku, kemik ve beynin bir araya gelmesinden ibaret olmadığını hissettiren ruh ve gönlüdür. Bu nedenle Batı tarzı kişisel gelişim, Mevlânâ’nın çağırdığı bütüncül gelişim için sadece bir basamak olabilir. Okumaya devam et “RÖPORTAJ: BİR BÜTÜNCÜL GELİŞİM KLAVUZU OLARAK HAZRETİ MEVLANA”
SONSUZLUK SUSKUNLUĞUMDA SAKLI
Ya Hz. Mevlana! “Bişnev” nidasıyla sarstın ruhlarımızı ve gönül kulağımızla yeniden duymayı hatırlattın. Dinlemeye odaklanınca, “elesti” duyurdun bize. Tâ Belh’den başlayan yolculuğun belki madden Konya’da tamamlandı. Ama hala mana olarak dünyayı dolaşıyor. Bir hilal gibi doğdun Belh’ten Konya’ya. İlminle, irfanınla insanlığı aydınlatırken, aşkınla yakıp geçtin. Aslında bu yakılış ve yanış, bir aydınlanma, bir dirilişti. Ve hala âşıklar Kâbe’sinden sana yönelenlerin gönlüne doğuyorsun, benim de gönlüme doğ, Ya Hz. Mevlana!
Konya’nın bozkırlarına senin aşkın karıştı, toprağın bağrı yandı. Buğday başakları daha bir olgun, daha bir kızıl ve hala ateş kırmızısı açar gelincikler. Konya’nın yağmurlarında gözyaşların saklı, rüzgârlarında âteş-i sinenin feryadı gizli. Sen bitmeyen bir bahar mevsimisin insanlığa.
Baharda gazellerinle coşar gönüllerimiz,
Yazın sıcağında Mesnevinin beyitleriyle serinleriz,
Kışın ayazında rubailerinle ısınır,
Ağzımız acıdığında onlarla tatlandırır,
Zihnimiz bulandığında onlarla berraklaştırırız.
Karanlık gecelerin aydınlığı,
Paslanmış gönüllerin nurusun.
Benim de gönlüme doğ Ya Hz. Mevlana! Okumaya devam et “SONSUZLUK SUSKUNLUĞUMDA SAKLI”
DOSTLUK MAKAMINDAN AŞK KAPISINA
Efendimiz (s.a.v) o mübarek sözlerinin birinde der ki: “Size en zelil kimseyi söyleyeyim mi? Kendine dost aramayan. Daha da zelilini söyleyeyim mi? Dostu olduğu halde onu kaybeden (kıymetini bilmeyen).”
Dostluk makamı; makamların en güzeli en hoşu, fakat en meşakkatlisi, bir o kadarda vazgeçilmezi. Hz. Şems Makalat’ında “Bütün peygamberlerin öğretilerinin özeti şudur; kendine bir ayna (dost) ara!..” der. Okumaya devam et “DOSTLUK MAKAMINDAN AŞK KAPISINA”
Bir Bütüncül Gelişim Kılavuzu Olarak Mesnevi
Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî, Anadolu’da yedi asır önce yaşamış olsa da, bugün de evrensel yol göstericiliğini ve yaşam kılavuzluğunu sürdürüyor. Bunu, adeta bir bütüncül gelişim kılavuzu olan Mesnevi adlı şaheseri ile yapıyor. O, yaşadığı dönemde,
“Bizden sonra Mesnevî rehberlik edecek ve arayanlara doğru yolu gösterecek; onları yönetecek ve onlara önderlik edecektir.” demişti.
İşte, Mevlâna’nın ölümünün üzerinden geçen bunca zamana rağmen bu söz hâlâ geçerliliğini sürdürmektedir.
Mevlananın Dilinden Mesnevi
Mesnevi kitaptan da öte bir şey, insanın hayatının orta yerine konan, onu her yönden saran, bilim ve gönül kanatlarıyla uçuran gerçek bir uçuş pisti… Mevlânâ bu gerçeği daha o günden şu sözlerle çarpıcı bir şekilde vurguluyor: Okumaya devam et “Bir Bütüncül Gelişim Kılavuzu Olarak Mesnevi”
Sen Uğraş da Kendini Bul, Ama Dikkatli Ol, Kendini Çaldırma!
Önceki yazımızda, «Sen kendini tanımadığından neşelenemedin, huzura kavuşamadın!» buyuran bilgelik pınarı Mevlananın, insanın kendini bilmesi, geliştirmesi, olgunlaştırması hususundaki düşüncelerini, tavsiyelerini ele almıştık.
Ancak, insanın kendini tanıma ve olgunlaşma yolculuğu tek başına gerçekleştirilebilecek kolay bir yolculuk değildir. Zira, kişi kendi kusur, davranış, eylem ve duygularını objektif olarak ölçecek bir Okumaya devam et “Sen Uğraş da Kendini Bul, Ama Dikkatli Ol, Kendini Çaldırma!”
Zalimlerin Zulmü Karanlık Bir Kuyudur!
İsrail Devletinin mazlum Filistin halkına karşı yürüttüğü eylemler, saldırılar, ambargolar hiç şüphesiz çağımızın en büyük kitlesel zulümlerinden, insan hakları ihlallerinden birisidir. Ancak, unutmamak gerekir ki, zalimler ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zulüm politikası amacına ulaşamaz.
Mevlana, Mesnevisinde birçok vesileyle, zulüm, adaletsizlik, haksızlık ve insan hakları ihlalleri yapanların kötü sonlarını haber Okumaya devam et “Zalimlerin Zulmü Karanlık Bir Kuyudur!”
Sen Kendini Tanımadığından Neşelenemedin, Huzura Kavuşamadın!
İnsanın gelişim ve olgunlaşma yolundaki en önemli aşama, kişinin kendisini bilmesidir. Kendini bilmeyen, olgunluğu tadamaz, gelişimini hiçbir zaman tamamlayamaz. Bir çok şey başarsa da asıl dünyaya geliş amacını gerçekleştiremediğinden bir kazancı olmaz.
Kendini bilmen bütün başarıların en büyüğüdür
Çağımızda bilim adamları, insanın evreni tanıma ve sırlarını anlama konusundaki parlak bilimsel keşiflerini vurgularken, Okumaya devam et “Sen Kendini Tanımadığından Neşelenemedin, Huzura Kavuşamadın!”
Aynı Dili Konuşanlar Değil, Aynı Duyguları Paylaşanlar Anlaşabilir
Günümüzde en çok kullanılan kavramlardan birisi iletişim sözcüğüdür. Öyle ki, içinde bulunduğumuz çağ, artık bu kavramla ifade ediliyor: iletişim çağı.
Gerçekten de, günümüzde insan ilişkilerini anlatan kavramın adı iletişimdir. İletişim; kişiler arasında duygu, düşünce ve bilgi alışverişini sağlayan bir etkileşimdir. Bu nedenle, Mevlana “aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” der. Okumaya devam et “Aynı Dili Konuşanlar Değil, Aynı Duyguları Paylaşanlar Anlaşabilir”